Ezgi Başaran'ın yazısına bakınca, bu araştırmanın epey sorunlu olduğu görülüyor. İlk gözüme çarpan noktaları yazıyorum:
1. İncelemede 2011 genel ve 2014 yerel seçimlerinin temel alındığı anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı seçimi dahil edilmemiş gibi. İncelemeye konu olan anketlerin zaman aralığı için Ezgi Başaran "2011'den itibaren" demiş, ama Gezici firması 2011 seçimlerinden *sonra* kuruldu. Yani analize temel olan 2 seçimden birinde Gezici firması yoktu. Yine MAK da 2011 seçiminden sonra kurulmuş bir firma. Sonuçta anketler seçim için yapılır. 2011'in 1 Haziranında yapılan anketle 15 Haziranında yapılan anket arasında bir fark olmalı.
2. "2014 yerel seçimi" ile "anket" ifadelerini aynı cümlede kullanan kişiye soracağımız ilk soru "İl Genel Meclisi?" olmalıdır. 2014 yerel seçiminde büyükşehirlerde il genel meclisleri olmadığı için, partilerin ülke çapındaki oylarının nasıl hesaplanacağı belli değil. Bu soruna seçim öncesinde GENAR dikkat çekmişti. Büyükşehirlerde büyükşehir belediye başkanlığı seçimini esas alınca Ak Parti'nin oyu %45 çıkıyor, ilçe belediye meclisi seçimini esas alınca %43. Hangisini alacaksın? Eminim Kemal Kılıç Ak Parti'nin %43 aldığı hesaplamayı kullanmıştır, ama pekala diğeri de olabilirdi. Anket firmalarıyla ilgili iddiaları ise bu farktan daha küçük bir fark. Sadece bu bile, vardığı sonuçları çürütmeye yeter.
3. Kemal Kılıç, endüstri mühendisi imiş ama şöyle bir cümle sarfedebilmiş: "Araştırma şirketlerinin künyesinde de yer alan bilgiye göre anketlerin yüzde artı/eksi yüzde 2 sapma toleransı vardır." Tamam güzel, ama buradaki sapma istatistiksel örnekleme sapması. 40 milyon seçmenin davranışını 4 bin denekle ölçmeye çalışıyorsun. Denekleri "tamamen rastgele" seçme şansın olsaydı (ki yok), ikinci bir denek kümesi üstünde anket yaptığında bulacağın sonuç %95 ihtimalle ilk sonuçtan en fazla ne kadar sapmış olabilir? Artı eksi yüzde 2 sapma bu işte. "95% confidence interval" diye bir kavram var. Bunun haricinde, anketçinin farkında olmadan yaptığı sistematik sapmalar olabilir ve onun da haricinde, anketçinin farkında olarak, taammüden yaptığı çarpıtmalar olabilir. Sistematik sapmalar hakkında ayrıca yazacağım ama şu aşamada, bu konuda sıkça verilen bir örneği zikretmekle yetineyim. Anket firması deneklerle yüzyüze görüşmek yerine telefonla görüşürse, sonuçlarına sistematik bir hata eklenir. Çünkü telefon olan evler, nüfusun tamamını yansıtmıyor. Maddi durumu daha iyi olan ailelerde telefon var. Kemal Kılıç istatistiğin bu temel kavramlarına uzak görünüyor.
4. Aynı şekilde Kemal Kılıç'ın şu cümlesi de problemli: “Soruşturmaların ardından yapılan araştırmalara bakıldığında Ak Parti’de görülen düşüş eğiliminin, 2014 sonrasında hemen hemen hiç değişmediği görülüyor. Öte yandan CHP ve MHP açısından da kayda değer bir değişim yok. Yani Ak Parti çeşitli araştırma kurumlarının belirlemiş olduğu ve soruşturmaların başladığı süreç içerisinde kaybettiği gözlenen oyları, kısa zaman sonra tekrar kazanmıştır." "Düşüş eğilimi" hiç değişmiyorsa, düşmeye devam ediyor demektir. Oysa Kılıç, sözlerinin devamında Ak Parti oylarının arttığını söylüyor. O zaman, "düşüş eğiliminin tersine döndüğü" demeliydi. Ya da, "düşüş eğilimi" ile, sadece sabit bir düşüşten söz ediyorsa, bu düşüşün durması, Ak Parti'nin oy kazandığı anlamına değil, düştüğü yerde kaldığı anlamına gelir. Kemal Kılıç acaba lisede fizik derslerinde hız (yoldaki değişim) ve ivme (hızdaki değişim) arasındaki farkın anlatıldığı dersi dinlememiş mi? :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder