15 Kasım 2007 Perşembe

Pakistan üzerine bir haberden yola çıkarak bir medya taraması

Pazar günkü Zaman gazetesini internetten okurken, Pervez Müşerref ile Benazir Butto arasında, babaları üzerinden kurulan ilginç bir ilişkiye yer veren haber dikkatimi çekti.

Haber, "Cumali Önal/İslamabad" imzasını taşıyordu ve Zaman'ın İslamabad muhabiri tarafından, bir ajansa dayandırılmadan yapılmış özgün bir haber olarak görünüyordu. Haberi ilginç kılan ayrıntı ise, Pakistan'ın Urduca yayınlanan en büyük gazetesi Ceng'deki bir habere dayanıyor; bu haberde ise Benazir'in babası Zülfikar Ali Butto, Pervez'in babası Seyyid Müşerrefüddin'i Dışişleri Bakanlığı'ndan attığı bilgisine yer veriliyor. İkili arasındaki ilişkiyi babalarına kadar götüren ilginç bir ayrıntı.

Ancak haber, daha sonra Türk medyasında neredeyse hiç görmediğimiz, oysa Pakistan'ı anlamak için son derece önemli bir ayrıntı olan Pakistan'ın çok parçalı etnik yapısına ışık tutuyor. 1948'de Pakistan kurulurken bugünkü Hindistan topraklarında yaşayan milyonlarca Müslüman'ın yollara dökülmesi, bunlardan onbinlerce, hatta yüzbinlercesinin yollarda telef olmasının ardından Pakistan'a ulaşanların "muhacir" olarak adlandırılmaları... İşte Pakistan'ın resmi dili Urducayı konuşan asıl insanlar bu muhacirler. Ancak muhacirler elbette boş bir araziye gelmiyorlar. Güneyde Karaçi kenti civarında Sind eyaletinde Sindi konuşanlar, batıda Belucistan eyaletindeki Beluciler, doğuda Pencablılar, kuzey-kuzeybatıda Afgan sınırıboyunca uzanan bölgede Peştun ve diğer yerel dilleri konuşan ahali, kuzeydoğuda ise Azad Keşmir... Cumali Önal'ın haberinde Müşerref'in "Hindistan göçmeni bir ailenin çocuğu" olarak tanımlanması, Butto'nun ise Karaçi bölgesindeki kabile ve aşiret bağlarına atıfta bulunulması, Pakistan'da yaşananları bir çerçeveye oturtmak açısından hayati bilgiler. Bu arada, Navaz Şerif'in, Lahor şehrini de içine alan Pencab (Penç-beş, ve ab-su, pencab: beş su) eyaletinden olduğunu hatırlayalım.

Muhacirler ile Sind eyaletinin yerli halkı arasındaki gerilimin 1990'larda Karaçi'yi 1970'lerin sağ-sol, Alevi-Sünni çatışmalarına bulanmış Türkiyesinden çok daha berbat bir yer haline getirişinin hikayesini, eğer yakınınızda Pakistanlı bir arkadaşınız varsa ona sorunuz. Anahtar kelime olarak "MQM (Muhacir Kavmi Movement)"i kullanabilirsiniz.

Şimdi, bu haberi Zaman'da okuduktan sonra hemen "Acaba diğer gazetelerde bu haber var mı?" diye merak ettim ve sabah sabah ufak bir tarama yaptım. Pazar günkü Hürriyet ve Milliyet'te böyle bir habere rastlamayınca aklıma dank etti ve önce İngiliz Sunday Times'a, ardından New York Times'a baktım. İkisinde de Pakistan üzerine birden fazla haber ve yorum vardı ama bu haber yoktu. Bu arada, New York Times'da, Türk gazetelerinin Almanya baskıları ve yeni Almancı kuşağı kazanma konusunda yaşadıkları zorluklar üzerine ilginç bir habere rastladım, ama tekrar konumuza dönecek olursam, sizden bir isteğim olacak:

Pervez Müşerref'in babasının Benazir Butto'nun babası tarafından Dışişleri Bakanlığı'ndaki işinden atılmasıyla ilgili bir habere rastlayacak olursanız haber verir misiniz?

Hadi bir medya taraması başlatalım ve son olayların ışığında medyada çıkan haber ve yorumların Pakistan hakkında bize kalıcı ne gibi bilgiler verdiklerine bir bakalım.

Hiç yorum yok: